NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُوسَى بْنُ
إِسْمَعِيلَ
أَخْبَرَنَا
أَبَانُ عَنْ
يَحْيَى عَنْ
إِبْرَاهِيمَ
بْنِ عَبْدِ
اللَّهِ
يَعْنِي
ابْنَ
قَارِظٍ عَنْ
السَّائِبِ
بْنِ يَزِيدَ
عَنْ رَافِعِ
بْنِ خَدِيجٍ أَنَّ
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
قَالَ كَسْبُ
الْحَجَّامِ
خَبِيثٌ
وَثَمَنُ
الْكَلْبِ
خَبِيثٌ وَمَهْرُ
الْبَغِيِّ
خَبِيثٌ
Râfi'-b. Hadîc( r.a),
Rasûlullah (s.a.v.)'ın şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
"Hacamat eden
(kafadan kan alan) in ücreti pistir, köpeğin satışı karşılığında alınan para
pistir, fahişenin zina karşılığı aldığı ücret pistir."
İzah:
Müslim, müsâkât; Tirmizî,
buyu'; Nesai, sayd, Ahmed b. Hanbel, 111,464, 465; IV, 140.
Hadiste üç tür kazancın
pis olduğuna işaret edilmiştir. "Pis" diye terceme ettiğimiz “habîs" kelimesi, hem haram hem de
mekruh olan şeyler hakkında kullanılmaktadır. Bu mananın tayini, diğer deliller
ve maksatlar gözönüne alınarak yapılır. Aynı şekilde emir sigası da bazen
vücub, bazan nedb, bazan ibahaya delâlet eder. Sığanın bu manalardan hahagisine
delâlet ettiği karîneler yardımıyla bilinir. İşte buradaki "habîs =
pis" kelimesi de, hem haramlığa hem de kerahete delâlet edebilir.
Hadiste pis olduğu
belirtilen üç kazanç türü şunlardır:
1- Hacamat ücreti:
Hacamat, başın arka
tarafının çizilip kanatılması ve bu kanın bir boru vasıtasıyla emilip
çıkartılması yoluyla yapılan kan alma şeklidir. Bu şekilde kan alan kişiye
"haccâm" tabir edilir. Günümüzde "kan alma" denildiği
zaman, şırınga ile ve modern yollarla kan alma akla geldiği için, tercemede
kelimenin aslını kullanmayı uygun gördük.
Yukarıda da işaret
ettiğimiz gibi, kan alma karşılığında ücret almak habistir. Bu habis (pis)
likten maksadın ne oludğunda ihtilâf edilmiştir.
Bazı hadis uleması,
maksadın haramlık olduğu görüşünü ileri sürerek kan alma (hacamat) karşılığında
ücret almanın haram olduğu görüşünü savunmuşlardır. Ayrıca el-Hâzimî'nin Ebû
Hureyre (r.a)'den rivayet ettiği şu hadis de bu görüş sahiplerinin delilidir:
"Fahişenin mehri (ücreti) ve kan alıcının ücreti zulümdür."
Ulemanın cumhuru ise
kan alma karşılığında alman ücretin helâl olduğu görüşündedir. Bunlar aşağında
gelecek olan İbn Abbas ve Enes b. Mâlik hadislerini delil almışlardır. O
hadislerde Hz. Nebi (s.a.v.)'in kafasından kan aldırdığı ve kanı alan şahsa
ücret verdiği çok açık bir şekilde dile getirilmiştir.
Cumhur, üzerinde
durduğumuz hadisteki hubsu (pisliği), yapılan işin düşüklüğünden dolayı
tenzîhen mekruha hamletmişlerdir. Çünkü kan almak düşük bir iştir, Allah (c.c)
şerefli işleri sever. Ayrıca müslümanlann ihtiyaç anında birbirlerine yardımcı
olmaları görevleridir. Demek oluyor ki kan alma karşılığında ücret almak caiz,
ancak tenzîhen mekruhtur.
Tahavî, kan alma
karşılığında üciet almanın caiz olmayışına işaret eden bu hadisin mensuh
olduğunu söyler. Şevkânî ise, bu konuda neshe delâlet eden bir delil bulunmadığını
belirterek Tahavî'nin görüşünü kabul etmez.
Haram olan kan alma
ücretinin, alınan kanın satılması karşılığında alınan ücret olduğunu söylemek
de mümkündür. Nitekim cahiliye devrinde kanı yiyorlardı. Dolayısıyla yemek için
kan satın alınması akla uzak bir şey değildir. Ancak bu izah pek uygun
görülmemiştir.
Kan alma karşılığında
ücret almanın pis oluşuna ve helâl oluşuna delâlet eden hadisler arasındaki
çelişkiyi gidermede en makbul yol, buradaki pislikten maksadın tenzîhen mekruh
olduğu şeklindeki izahtır.
2- Köpeğin satışı
karşılığında alınan para. Bu konuda üç görüş vardır:
a) Ulemanın cumhuruna
göre; ister av köpeği olsun ister başka bir köpek, ister eğitilmiş olsun ister
olmasın her türlüsünün satışı karşılığında alınan bedel haramdır. Bunlar bu
konuda varid olan hadislerin m ut Ia4o oluşunu gözönüne almışlardır. Çünkü Hz.
Nebi (s.a.v.), köpeğin satışı karşılığı alınan paranın haram olduğunu ifade
ettiği birçok hadisinde av köpeği ve sokak köpeği diye bir ayırım yapmamıştır.
Üzerinde durduğumuz hadisin yanı sıra şu hadislerde de Efendimiz mutlak
olarak, köpeğin bedelinin haram olduğunu beyan buyurmuştur:
"Rasûlullah
(s.a.v.); kan karşılığı alınan parayı, köpek karşılığı alınan parayı ve
fahişenin kazancını haram kıldı. Dövme yapan ve yaptırana, faiz yiyen ve
yedirene, resim yapanlara lanet etti."[Buhari, Buyu'; Mtislüm, Musakat]
"Rasûlullah
(s.a.v.), köpeğin satışı karşılığı alınan paradan, fahişenin ücretinden ve
kâhinin aldığından nehyetti."
Rasûlullah (s.a.v.),
köpeğin satışı karşılığında para almayı men etti ve; "Eğer köpeğin
bedelini almaya gelirse avucuna toprak doldur*' buyurdu.[Ahmed b. Hanbel, 1.
278, 279; Ebu Davud Buyu']
Bu hadisler, köpeği
satmanın sahih olmadığına, köpek satışı karşılığında alınan paranın caiz olmadığına
delildir. Aynı şekilde bu görüş sahilerine göre; başkasının köpeğini öldüren
kişi onun kıymetini ödemez. Ebû Hureyre, Hasan-ı Basrî, Rabîa, Evzaî, Hakem,
Hammâd, Şafiî, Ahmed, Dâvûd ve İbnü'l-Münzir bu görüşü benimseyenlerdendirler.
b) Hanefîlere göre,
ister talimli olsun ister olmasın her türlü köpeğin satışı caizdir,
karşılığında alman para helâldir. Ancak Ebû Yusuf'tan talim edilmemiş olan
ısıran köpeklerin satışının caiz olmadığı rivayet edilmiştir.
Bu görüş sahiplerinin
delilleri:"Rasûlullah (s.a.v.), av veya çoban köpeği dışındaki köpeklerin
satışını menetti" manasındaki hadistir. Ayrıca köpek, avcılıkta ve
bekçilikte kullanılan bir hayvandır. Satışı nehyeden hadisler, İslâm'ın ilk
günleri içindir. Arapları, eskiden beri ittihaz ettikleri köpek beslemek
alışkanlığından uzaklaştırmak içindir.
c) Ata ve Nehaî'ye
göre, sadece av köpeğinin satışı caizdir, diğerlerinin satışı caiz değildir.
İmam Mâlik'ten, köpek
satışının haram, sahih ve mekruh olduğuna dair üç görüş rivayet edilmiştir. Sahih
olmadığı tarzındaki görüşünde telef edenin kıymetini vermesi gerektiğini
söyler.
3- Fahişenin zina
karşılığında aldığı ücret: Fahişenin aldığı ücret hadiste "mehir"
olarak ifadelendirilmiştir. Çünkü, kadının kendisini bir erkeğe teslim etmesi
karşılığında aldığı ücret şeklen mehre benzemektedir. Çünkü kadın, kendisini
kocasına teslim karşılığı mehir alır.
Fahişenin aldığı ücret
haramdır. Bunda tüm âlimler icma etmişlerdir. Çünkü haram bir işin karşılığında
alınan ücret de haramdır.